İsmil, Konya’nın 50 km. doğusunda, ovada yer alan, geniş arazilere sahip büyük bir yerleşkedir. Sınır komşuları Sazlıpınar, Gene Beşağıl, Karkın, Ovakavağı, Yarma, Yağlıbayat, Merdivenli ve Ağsaklı’dır. Çok eski çağlarda “Büyük Konya Buhariyesi” adı verilen gölün kapladığı alanda kurulmuştur. İsmil’in tarihi Anadolu’da Türk-İslam hareketlerinin görülmesiyle eş zamanlıdır.
Yazılı kaynaklarda ilk olarak 11.yy haçlı kronistlerinden Albertus Aquensis’in eserinde, “Salamia” olarak geçmektedir. Albertus, 1189 – 1192 yılları arasında Haçlı ordularının bu güzergâhtan geçtiğinden, burada yaşayan Türklerin, haçlıların geleceğini haber alıp onlara zorluk çıkarmak için kuyuları ve sarnıçları kullanılamaz hale getirdiklerinden, yetişmiş ekin ve tahılları ateşe verip yaktıklarından bahsetmiştir. [1]
Selçuklu Sultanı Alâeddin Keykubat tarafından Hicaz’a giden yolcuların dinlenip konaklaması için han ve kuyu yaptırdığı, Mevlana Celaleddin-i Rumi’nin de Konya’ya gelirken İsmil’e uğradığı burada “İsfahan’dan çıktım çektim besmele, hamd-ü senalar olsun geldim İsmil’e” sözünü söylediği bölge halkı tarafından rivayet edilir.
Anadolu Selçuklu Devleti dağıldıktan sonra Konya ve çevresinin hâkimiyeti Karamanoğulları’na geçmiştir. Karamanoğlu İbrahim Bey’in Karaman İmareti Vakfiyesi’nde M.1431 tarihli vakfiyede İsmil adı “Vismil” olarak geçmektedir. [2]
Osmanlı Devleti’nin Konya’yı ele geçirmesinden sonra doğu-batı ticaret ve hac yolu üzerinde önemli bir noktada bulunmasından ötürü, İsmil hac menzili olarak hizmet vermiştir. Buradaki menzilhanenin ne zamandan beri var olduğu bilinmemektedir. Fakat yaşanan su taşkınları ve İsmil geçidinin zorluğundan dolayı menzilhane çok fazla aktif olamamıştır. 1632 yılında hac yolculuğu esnasında hatıralarını yazan Abdurrahman Hıbrî, burada bir caminin olduğundan, Kılavun Yusuf Paşa’nın yaptırmış olduğu toprak örtülü çifte hanın bulunduğundan ve su ihtiyacının kuyulardan karşılandığından bahsetmiştir.[3] Dönemin ünlü seyyahlarından Evliya Çelebi de, “Seyahatname” isimli ünlü eserinde 1648 yılında geldiği İsmil’den “İsmil Menzili” diye bahsetmiştir.[4] Evliya Çelebi eserinde İsmil’in Konya’ya sekiz saat mesafede göl kenarında kurulu hanı camisi ve hamamıyla temiz bir belde olduğunu, halkını Türkmenlerin oluşturduğunu ve naiplik olduğunu yazmıştır.[5] Burada 1691 yılına kadar İsmil ahalisinin destekleriyle menzilhane ayakta kalmıştır.[6] Bu tarihten itibaren menzilhane işlevini yitirmiş Konya Menzilhanesi’ne bağlanmıştır. Beyşehir Gölü’nün taşmasıyla birlikte bazı menzilhaneler kullanılamaz hale gelmiş ve 1731 yılında tekrar İsmil’de geçici bir menzilhane kurulmuştur.[7]
Kâtip Çelebi’nin 1648 yılında IV. Mehmed’in talimatlarıyla kaleme aldığı “Cihannüma” adlı eserinde de yine İsmil ile ilgili şu bilgiler mevcuttur;
“İsmil Konya’dan doğu şarkta on iki saatlik mesafede, şahrah (büyük ve işlek yol, cadde) üzeredir. Bazı hanları vardır. Konya’dan Ereğli hududuna varınca sahradır. İsmil ol sahrada vakî olmuştur. Cenûb tarafı açık ovadır. Buraları su taştığı zaman deniz gibi olur. İsmil’in şimâli olan ovanın nihayeti şarktan garbe uzanır büyük dağlardır.
Konya gölü taşıp tâ İsmil yakınına gelmekle o ova deniz gibi olur. Bundan dolayı Konya ahalisi ‘…bu sahra bir zamanlar deniz imiş, Eflâtun tedbir edip bir tarık ile suyu mahveylemiş’ derler.[8]
Bölgenin önemli bir güzergâhta olmasından dolayı burada zaman zaman eşkıyalar baş göstermişlerdir. Özellikle bugünkü Merdivenli Yaylası’nın bulunduğu ve o dönem “Yilliburun” adıyla anılan bölge hem kumsal ve korkunç olmasından, hem de eşkıyaların burada yolculara pusu kurmasından dolayı geçilmesi güç ve tehlikeli bir yer olmuştur. Burada yuvalanan eşkıyalar yol kesme, kervan soyma dışında İsmil ahalisine de çeşitli zararlar verdiklerinden dolayı, ahalinin çoğu köylerini terk etmişlerdir. 1715 yılında Karaman Valisi Ali Paşa’nın emri ile yurtlarını terk eden İsmil ahalisinin tekrar eski yurtlarına dönmeleri istenmiştir.[9] İlerki tarihlerde bu yolun muhafazasına tayin olunan İsmil’in eski ahalisi Acurlu Türkmenleri ve Ödemişli ahalisinden bazı aileler de İsmil’e yerleştirilmiştir.[10]
Yolcuların ve hacıların güvenliğinin sağlanması için İsmil 1752 yılında “derbent” olarak ittihaz edilip bu yolun güvenliği sağlanmıştır.[11]Derbentler Selçukluların han ve kervansaraylarının devamı niteliğindedir. Farsça da derbend ; “der” geçit ve “bend” tutmak anlamına gelmektedir. Yani işlek bir yol üzerinde olan İsmil bu dönemde önemli bir kontrol merkezi ve karakol vazifesi yapmıştır. Osmanlı Seyyahlarından Mehmed Edip Efendi bu tarihlerde 1779 yılında gerçekleştirdiği hac yolculuğunu anlattığı “Nehcet’ül Menâzil” isimli eserinde İsmil’in cadde üzerinde hanı ve camisiyle küçük bir kasaba olduğunu, diğer adının “Gerdebeli” olduğunu yazmış, ahalisinin hacılara ziyadesiyle hürmet ettiklerinden bahsetmiştir.[12]
İsmil, yabancı seyyahların da ilgisini çekmiş, uğrak yerleri olmuştur. 1842 yılında İsmil’e gelen İngiliz John William Hamilton, “Küçük Asya” isimli eserinde İsmil’deki izlenimlerini kaleme almıştır. Osmanlı devlet erkânından Surre Alaylarının burada konakladığı ve çadırlarının ihtişamı, yüz civarında evin olduğu ve koyun sürülerinin aşırı çokluğu notları arasındadır.[13]Amerikalı seyyah Bayard Taylor da İsmil’e 1854 yılında gelmiştir. Taylor ise The Land Of The Saracen isimli eserinde, burada yaşayan insanların Türkmenlerden oluştuğundan, İsmil’in kerpiçten evlerle büyük bir köy olduğundan, koyun ve keçilerin oluşturduğu sürülerin çok fazla olduğundan bahsetmiştir. Uzun salıncaklı birkaç kuyunun bulunduğunu suyunun çok soğuk olduğunu ve sürülerini bu kuyudan sulamak için sıra bekleyen Türkmen çocuklarını anlatmıştır.[14] 1881 yılında İsmil’e gelen İngiliz kadın seyyah Mary Esme Gwendoline ve 1900 yılında gelen Alman seyyah E.Von. Bodemayer da buranın ahalisinin misafirperverliğine, saygısına ve köy odalarına dikkat çekmişlerdir.[15]
İsmil, 1956 yılına kadar muhtarlıkla yönetilmiştir. Cumhuriyet döneminde ise, 1956 yılına kadar Yarma Bucağı’na bağlı bir köy iken, Devlet Şurası Umumi Heyeti’nce verilen 21.2.1955 günlü 55/49, 56/62 sayılı karar üzerine 1580 sayılı Belediye kanununun 7. maddesince burada belediye kurulmasına karar verilmiştir.[16] 1960’lı yıllarda beldenin adı belli bir dönem “Demirkent” olarak değiştirilse de 1970 yılında tekar “İsmil” adını almıştır.[17]İsmil belediye olduktan sonra 1967 yılında içme suyuna, 1969’da ise elektriğe kavuşmuştur. [18]
2012 yılında çıkarılan Büyükşehir Yasası ile Merkez Karatay İlçesi’ne bağlanarak mahalleye dönüştürülen İsmil’in güncel nüfusu TÜİK verilerine göre 5.736’dır. Nüfusun % 48,9 ‘unu erkekler, % 51,1’ini ise kadınlar oluşturmaktadır. Eğitim öğretim iki adet ilkokul, iki ortaokul ve bir de lise ile sağlanmaktadır. Okuma yazma oranı bir hayli yüksek olup, önemli kişiler yetişmiştir. Sağlık alanında ise bir adet Aile Sağlık Merkezi bulunmaktadır.
Bölgenin en önemli geçim kaynakları tarım ve hayvancılıktır. Son yıllarda özellikle sulu tarımla birlikte mısır, ayçiçeği, şeker pancarı gibi ürünler ağırlıklı olarak yetiştirilmektedir. Bunun yanında yine buğday arpa gibi tahıl ürünleri de ekilmektedir. Eskiden yaygın olan küçükbaş hayvancılık, günümüzde daha çok süt inekçiliğine ve besiciliğe dönmüştür. Ayrıca ulaşım imkânlarının artmasıyla birlikte günübirlik seferlerle gençlerin çoğunluğu önemli bir iş gücü potansiyeli ile Konya sanayisinde çalışmaktadır.
Bölgede 1998 yılında yapılan Jeotermal çalışmalarla birlikte sıcak su kaynağı bulunmuş ve sağlık turizmi açısından İsmil önemli bir konuma gelmiştir. Termal kullanıma son derece elverişli olan sıcak suyun işletme hakkını Karatay Belediyesi alarak buraya büyük bir yatırım yapmış, son derece modern bir tesis kurmuş ve 8 Ağustos 2020 yılında yeni termal otelleri ile “Karatay Termal Tatil Köyü” ismiyle hizmete açmıştır. Suyu romatizmal hastalıklar başta olmak üzere birçok rahatsızlığa iyi gelmektedir.
Yazar: Murat YAYLACI
1. Kaynak Eserler ve Kaynaklar
AK, İzzet; ÇETİN, Cemal: 45 Numaralı Konya Şer’iye Sicili, Selçuklu Belediyesi, 2008
ÇELEBİ, Kâtip: Cihannümâ, İstanbul, 1245
EDİP, Mehmed Efendi: Nehcet-ül Menâzil, İstanbul, 1232
HALAÇOĞLU, Yusuf: Anadolu’da Aşiretler Cemaatler ve Oymaklar (1453-1650), 2011
HALAÇOĞLU, Yusuf: Derbent, İstanbul, 1994
HALAÇOĞLU, Yusuf: Osmanlı’da Ulaşım ve Haberleşme (Menziller), İstanbul, 2015
HALAÇOĞLU, Yusuf: XVIII. yy. Osmanlı İmparatorluğu’nun İskân Siyaseti ve Aşiretlerin Yerleştirilmeleri, Ankara,1991
HAMİLTON, j.William: Researces İn Asia Minor Pontus And Armenia, 1842
HAUPTMANN, E. Von. Bodemayer: Quer Durch Klien Asien Bulgar Dagh, 1900
İLGÜREL: Abdurrahman Hıbrî Menâsik-i Mesâlik, İÜEF, Tarih Dergisi, s.6, Ekim 1975
KAHRAMAN, S. Ali; DAĞLI, Yücel: Günümüz Türkçesi ile Evliya Çelebi Seyahatnamesi, YKY, C.3, Kitap 1, 2006
KONYA 1967 il Yıllığı, Konya, 1967
KONYA 1973 İl Yıllığı, Konya, 1973
KOPRAMAN, Yaşar; YILDIZ, Musa: Charles Texier, Küçük Asya, Coğrafya Tarih ve Arkeoloji, Ankara, 2002
MENDERES, Coşkun: Manzum ve Mensur Osmanlı Hac Seyahatnameleri ve Nabî’nin Tuhfet-ül Harameyni, Ankara, 2002
MR. SCOTT-Stevenson: Our Ride Through Asia Minör, London, 1881
MTA, Konya İli Jeotermal Enerji Potansiyelinin Turizm Amaçlı Değerlendirilmesi ve Yatırım Olanakları, Mayıs 20212
SAK, İzzet: Konya Kadı Sicili Defter 52, KBŞB
TAYLOR, Bayard: The Land Of The Saracen, Harverd, 1856
UZLUK, Prof. Dr. Feridun Nafiz: Tapu ve Kadastro Umum Müdürlüğü Arşivindeki Deftere Göre Fatih Devrinde Karaman Eyaleti Vakıflar Fihristi, Ankara, 1958
[1] Albertus Aquensis, RHC occ. IV, vııı, 38, s..580 vd. terc. Hefele, II, s. 104 vd
[2] Belleten C.1, Türk Tarih Kurumu Basımevi,1937, s.94.
[3] Abdurrahman Hıbrî, “Menâsik-i Mesâlik”, (Haz. S.İlgürel), İÜEF Tarih Dergisi, S. 6, Ekim 1975, s 117-119.
[4] Evliya Çelebi Seyahatnâmesi, Topkapı Sarayı Bağdat 304 Yazmasının transkripsiyonu, dizini, 3. Cilt, s.23, Yapı Kredi Yayınları, 1996
[5] Bknz.4
[6] KŞS.52/262-1.
[7] İzzet SAK, Konya Kadı Sicili Defteri 52, Konya Büyükşehir Belediyesi, s.634-635.
[8] Katip Çelebi, Cihannüma, İstanbul 1245, Matbaa-i Amire, s615 (Yusuf Ağa Ktp., No.4111); İ.Hakkı Konyalı, Konya Tarihi, s21-22.
[9] İzzet SAK- Cemal ÇETİN, 45 Numaralı KŞS, Selçuklu Belediyesi 2008, s.685-686
[10]Y. Halaçoğlu, XVIII. yy Osmanlı İmparatorluğu’nun İskân Siyaseti ve Aşiretlerin Yerleştirilmesi, Ankara, 1991, s.96-100
[11] Y.Halaçoğlu, XVIII. yy Osmanlı İmparatorluğu’nun İskân Siyaseti ve Aşiretlerin Yerleştirilmesi, Ankara, 1991,s.96-100.
[12] Mehmed edip, Nehcet’ül Menâzil, s.33.
[13] Researches in Asia Minor, Pontus, and Armenia: with some account of their antiquities and geology / William J Hamilton. S.211-212-213.
[14] The Land of the Saracen, Bayard Taylor, Harvard Ün 1856, s.254-255.
[15] Stevenson, Mary Esme Gwendoline Grogan, Our ride through Asia Minor, s.301-302-303.
[16] BCA, 250-9-2
[17] BCA, Dosya No: 2053, 86-18
[18] Konya 1973 İl Yıllığı, Yeni Kitab Basımevi, s.693.