Dün bildiğiniz gibi 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’ydı.
Tüm yurtta olduğu gibi İsmilimizde de okullarımızda bir gün – evvelinde – geleceğimizin teminatı çocuklarımız tarafından coşkulu bir şekilde kutlandı.
Bu bayramlar aslında milli birlik ve beraberliği artıran, çocuklarımıza bu bilinci aşılayan çok amaçlı şenliklerdir.
Son yıllarda – özellikle pandemi döneminin de etkisi ile- maalesef bu bayramlar eski ciddiyetiyle kutlanılmıyor.
Çok değil bundan 20-30 yıl evvelinde bu etkinlikler milli bir şuurla ve büyük bir ciddiyetle yurdun her köşesinde haftalar öncesinden süregelen hazırlıklar sonucu yapılırdı.
İsmil gibi taşra yerlerde de bu tür bayramlar tabiri caizse yediden yetmişe herkesi ilgilendirirdi.
Haftalar öncesinden hazırlanan çocuklar büyük bir heyecanla hazırlandıkları ; kimisi şiir okuma, kimisi folklor ekibi, kimisi koro vs… görevler için hazır kıta sabahtan okullarında yerlerini alırlardı. Tabi bir gün öncesinden sınıflar bayraklarla ve balonlarla süslenirdi. Tam bir şenlik havasında toplanılır, resmi tören geçidi için sıraya girilirdi. En önde bayrak ve flama, ardında varsa okul bando ekibi, ardında ise ellerde pankartlar… Ve atılan sloganlarla sol sağ, sol sağ!… okullardan hareket edilirdi…
Çarşı merkezine yaklaşıldığında öğrencilerdeki ciddiyet daha da artardı. Çarşıya girildiğinde ise herkes dükkanlarından dışarıya çıkar, meraklı ve heyecanlı gözlerle, gururla geleceğimiz olan gençlerimizi selamlarlardı…Tören alanına gelindiğinde ise çoktan protokol yerini almıştır, belediye başkanı, okul müdürleri, jandarma karakol komutanı, muhtarlar ve köyün ileri gelen yaşlıları…
Tören alanında tüm okullar yan yana sıralanır, heyecanlı ve dolgun gür sesli bir öğrenci sunumu yapardı…İlk olarak istiklal marşı ve saygı duruşundan sonra, belediye başkanı, okul müdürleri ve jandarma karakolu komutanı yan yana yürüyerek tüm okulları “bayramınız kutlu olsun!” diyerek sırayla selamlarlardı. Ardından gönülleri coşturan dörtlüklerle sunuma devam edilir günün anlam ve önemini belirtmek üzere belediye başkanı kürsüye davet edilirdi. Başkanın konuşmasından sonra şiir okuyacak öğrenciler sırayla davet edilir, coşkuyla şiirler okunur, köy halkı avuçları patlayıncaya dek alkışlardı gençleri…
Programda beklenen an tabi ki folklor ve gösteri ekiplerinin sıralarının gelmesiydi. Çünkü uzun zamanda meşakkatli şekilde hazırlanan bu ekipler, kendilerine has kostümleri ile oldukça ilgi çekici olurdu.
Halk oyunları ekibi, yöresel ekipler ve korolar…
Sırayla hepsi gösterilerini icra ederlerdi…
Bu bayramlar yerel halk için oldukça önemliydi. Zira bu şenliklerle halk bir araya gelir, dede-torun, akrabalar, konu komşu kaynaşırdı…
23 Nisan’lar, 29 Ekim’ler, 19 Mayıs’lar…Hepsi bu ciddiyetle ve milli şuurla son derece heyecanlı ve coşkulu kutlanırdı…
Daha sonra bayramların okullarda kutlanılması gündeme geldi ve öyle de oldu…
Tören alanında artık çocuklar kalmadı, önce boşaldı, sonra bakımsız, kaderine terkedildi…
Bu tören alanı oldukça eskidir İsmil’de…İlk olarak “daire” adı verilen burada bulunan binanın önünde gazilerimiz ve yaşlılarımızla kutlanırmış bu bayramlar. Buna nişane olarak bir de taş yazıt bulunmaktadır burada…
Şimdilerde ise bu tören alanı ne hazindir ki İsmil’e ait cenaze arabalarının konulduğu park alanı oldu…
Velhasıl kelam bu bayramlar tarih ve rakamların dışında çok anlam yüklüydü bizim için…
Belki bir gün yeniden bu tören alanında buluşmak ümidi ile…
.
1986 yılında Konya’nın İsmil Kasabası’nda dünyaya geldi. İlkokulu ve Ortaokulu İsmil Cumhuriyet İlköğretim Okulu’nda okudu. Ardından İsmil Lisesi’ni bitirerek Selçuk Üniversitesi SBMYO Muhasebe Bölümü’ne kaydoldu. Daha sonra Anadolu Üniversitesi AÖF Türk Dili ve Edebiyatı bölümüne geçti ve buradan mezun oldu. “Ovanın Bereketli Toprağı İsmil” ve “Hatırda Kalanlar İsmil” kitaplarını yayınladı. Evli ve dört çocuk babasıdır.