İsmil konumu itibarı ile önemli bir noktada bulunmaktadır. Özellikle Osmanlı devlet erkânına bağlı Surre Alayları hac yolculuğu esnasında İsmil Menzili’ni tercih etmişlerdir.
İsmil’in alternatifi olan Göçi Menzili bu kafileler için yetersiz kalmıştır. İsmil Menzili halkının misafirperverliği, hanı, çarşısı ile kafilelerin bazı ihtiyaçlarını karşılamak için tercih sebebi olmuştur.
Surre alayları, yolun güvenliğine ve bu civardaki su baskını durumlarına göre genellikle hep İsmil’de konaklamayı tercih etmişlerdir. Bundaki sebep, İsmil halkının yolculara karşı misafirperverliği ve çarşısı ile kafilelerin ihtiyaçlarını karşılayabilmeleridir.
Bazı zamanlar yolun bozuk ve bataklık olması sebebiyle konaklama yeri olarak Göçü köyü tercih edilmiştir.
İsmil halkı özellikle hacıları birkaç saatlik yolda karşılayıp, hem onların güvenliğini sağlamışlar hem de evlerinde misafir edebilmek için birbirleri ile yarışmışlardır. Hacılar ise kendilerine hürmet gösteren bu halka hediyeler vermişlerdir.
Hac kafileleri, yolun zorluğu ve meşakkatine rağmen halkının bu tutumu sebebiyle İsmil’de konaklamayı istemişlerdir.
1842 yılında İsmil’e uğrayan İngiliz Jeolog William John Hamilton, “Küçük Asya” isimli eserinde Surre Alayları’nın İsmil’de konakladığını şöyle anlatmaktadır;
3 Temmuz 1842, Günlerden Pazartesi…
“…İsmil’e yaklaştığımızda sağımızda beyaz kireçli tepeler belirdi… Sol tarafımız ise adeta bir bataklık gibi görünüyordu. Yüksek sazlıklarla kapanmış bereketli olduğu anlaşılan nemli topraklar vardı.
Köye girdiğimizde kime ait olduğunu bilmediğimiz yüz civarında ev vardı. Her tarafı her ebatta çadır ile kaplı bir zemin bulduk.
Atların katırların ve develerin diz çöktüğü bir yerdi burası. Sürücüleri tarafından gruplandırılmış hayvanlar resimlendirilmeye değer bir görüntü oluşturmuşlardı. Bu kişilerin Türk oldukları söylendi. Şam’dan ve hacdan dönen bir kafileydi. Padişah tarafından geçen yıl peygamberin kutsal şehrine giden Sur Emin alayıydı. Edirneli bir paşa grubu ise bu kafileye nezaret için atanmıştı. Bu şekilde mukaddes Konstantinopolis’e varıyorlardı.
Kamp hoş ve güzel bir manzara izlenimi veriyordu. Sultan için güzel hediyeler vardı. Tüm boyutlarda ve renklerde muhteşem iki kutuplu çadır vardı Paşa ve haremi için. Mütevazı seyisleri ve pırıl pırıl gümüş toplarıyla bir tuval gibiydi. Görevliler güvenli olan bir alanı Paşa’nın atlarına bakmak için ayırmışlardı.
Bende çadırımdan ayrılarak bakmak için akşam yürüdüm. Baktığımda sadece kestane renkli değerli bir tay gördüm. Gerçekten yoğun bir sahneydi. Çadır kadar paketler ve sayısız görevliler de çarpıcıydı. Çok sayıda görevli çadırları ve eşyaları topluyorlardı Paşa, yolculuğa başlamak için gecenin serinliğini tercih eden mantıklı bir adamdı. Atlar beslenip temizlendi.
Çadırıma geri dönerken, köyün sürüleri dönüyorlardı otlaklarından. Yoğun bir koyun sağma merasimi için köyün dışına gidiyordu köylüler. Yaşayabilmek için koyun üretiyorlardı İsmil’de. Sürüler öyle çoktu ki, belki de Amyntas’ın üç yüz başlı sürülerinin soyuna dayanıyordu torunları.”
Aşağıda paylaşılan belge 1839 yılında Surre alayının (hac kafilesinin) Ereğli’den sonra takip edeceği yeni güzergâh hakkında, Surre Alayı Emini Çelebi Efendi’nin hazırladığı rapordur.
Bu raporda İsmil’de güzergâhtaki mola verilecek yerler arasında geçmektedir.
Murat YAYLACI
Kaynak:
Researches in Asia Minor, Pontus, and Armenia: with some account of their antiquities and geology / William J Hamilton. S.211-212-213.
Murat Yaylacı, Ovanın Bereketli Toprağı İsmil, Kitap Dünyası Yayınları, İstanbul, 2024
1986 yılında Konya’nın İsmil Kasabası’nda dünyaya geldi. İlkokulu ve Ortaokulu İsmil Cumhuriyet İlköğretim Okulu’nda okudu. Ardından İsmil Lisesi’ni bitirerek Selçuk Üniversitesi SBMYO Muhasebe Bölümü’ne kaydoldu. Daha sonra Anadolu Üniversitesi AÖF Türk Dili ve Edebiyatı bölümüne geçti ve buradan mezun oldu. “Ovanın Bereketli Toprağı İsmil” ve “Hatırda Kalanlar İsmil” kitaplarını yayınladı. Evli ve dört çocuk babasıdır.